Biriktirdiklerimizi yitirmenin dayanılmaz çaresizliği.
En büyük zenginliğimizin insan biriktirmek olduğunu düşünürüm. Bu biriktirmeye tanıyıp, birlikte yaşamı deneyimlediğimiz kişiler kadar bize dokunan yapıp ettikleriyle bizi değiştirip dönüştürenlerde dahildir.
Bir yaşa kadar hep biriktirdiğinizi düşünüyorsunuz ve olabildiğince bu zenginliğin tadını çıkarmaya çalışıyorsunuz. Sonra bir gün farkına varıyorsunuz ki, biriktirdiğiniz insanlar tek tek yaşamdan ayrılıyor. Zenginliğiniz yok oluyor, yalnızlaşıyorsunuz, çaresiz bir fakirleşmenin hüznünü yaşıyorsunuz. Eksildiğinizi, bir tarafınızın yok olduğunu düşünüyorsunuz.
Mustafa Vural’ı 17/Temmuz/2021 günü kaybettik. Bir gün önce ortak arkadaşımız Aramis Kalay ile yürüyüş için randevulaşmış, akşam yat sabah uyanamama. Son. Böylesi bir sonsuzlukla buluşma.
Mustafa ile tanışıklığım 1980 lerin başı İFSAK üyeliği ile başlar, insan ilişkilerine verdiği önem ve titizlik, ekip çalışmasını sevmesi, ekibin üzerine düşeni yapan parçası olmayı benimsemesi, birlikte çalışmanın tadını çevresindekilere yaşatması, sıra neferi olmayı içine sindirmesi, uzmanlaştığı alanlardaki birikim ve deneyimlerini paylaşmayı sevmesi dostluğumuzu uzun süreli kıldı. Hep görüştük, hep birlikte bir şeyler yapabilmenin arayışında olduk.
Tane tane konuşurdu, kurduğu cümlelerin sonuna doğru başında işittiklerimi unutarak anlatılanları toparlamakta zorlanırdım. Deneyimlerimle ortaya çıkan ön kabulle, onun ağzından dökülenlerin önemli, dinlenmesi, anlaşılması gereken şeyler olduğunu bilmemden ötürü durumdan hiç şikayetçi olmadım. Zaman zaman konuştuklarımızı tekrarlatmak zorunda kaldım, hiç olmaz demedi. Önce boş konuşmaktan, gevezelik yapmaktan hiç hoşlanmadığını öğrendim, sonrası sohbetlerimizden hep beslendim, hep bir şeyler öğrendim.
Mustafa Vural yok artık.
Fotoğrafta bir yıldız olarak var oldu, çok iyi karanlık oda birikimi vardı. Siyah Beyaz Sergilerinde ondan destek alan, baskılarını ona teslim eden çok sayıda fotoğrafçı bilirim. Ben de çok yardımını gördüm. Birlikte sergiler açtık. Ortak fotoğraf projeleri yaşama geçirdik. Mesleki birikiminden ötürü fotoğraf kadrolarının içinde sayısal, dijital dünyaya ilk dahil olanlardan biriydi.
Orhan Karaalioğlu, Baytekin Kara, Celal Yılmaz, Mustafa Vural
İFSAK ekibi olarak Bodrum’a ulaşmışız, valizlerimiz yanımızda bizi karşılayacakları bekliyoruz. Nevzat Çakır sonra katılacak o eşi ile birlikte geliyor.
Ekip tamamlanmış Bodrum Yat limanındayız. Nevzat Çakır, Mesut Güvenli, Orhan Karaalioğlu, Baytekin Kara, Celal Yılmaz, Mustafa Vural
1985 yazı Bodrum Festivali’ni belgeleyen İFSAK ekibinde Celal Yılmaz, Nevzat Çakır, Orhan Karaalioğlu ve Mustafa ile birlikteyiz. Gençlik başımda duman, bu yaştaki insanların Bodrum gibi yerde, festival zamanlarında her gece en geç 24 de yatakta ne işi olur. Bunun iki sebebi vardır, ertesi gün en geç 6 da fotoğrafa çıkılacaktır ve Mustafa Vural uyku düzeni vardır ve ona uyulacaktır. Orada olduğumuz 10 günde bunun tek gün istisnası oldu Kale’de yapılan Zeki Müren Konseri sonuna kadar izlendi. Bu gecikmede birazda o akşam konser için akreditasyonu olan gazetecilerle, konser izleyicileri arasında oturma yerleri nedeniyle çıkan meydan kavgasının payı vardı.
Kazım Taşkent Galatasaray Galerisindeki ortak sergimiz için İstanbul’da kalmış son Alaminüt fotoğrafçılardan biri bulunur, ona fotoğraf çektirilir, çektirilen fotoğrafın kağıt negatifinden afiş tasarlanır. Aramis Kalay, Orhan Karaalioğlu, Mustafa Vural, Baytekin Kara
1985 ne faal yılmış, Aralık ayı ve Kazım Taşkent Sanat Galerisi Galatasaray Aramis Kalay, Mustafa Vural , Orhan Karaalioğlu fotoğraf sergimizle yine birlikteyiz. Sergi öncesi Orhan’ın evinde sabahlamalar, çerçevelemeler dahil tüm işçiliğin birlikte yapılması. Hep aklıma takılır cam silme işi hep bana niye verilir ki ? Serginin tüm süreçlerinin, afişinin tasarlanmasından, baskılarının kalitesine kadar titiz kontroller, Mustafa’nın katkılarını unutmak ne mümkün. Aramızda en tecrübelimiz o, her konuda yol gösterenimiz.
1984/85/86 da İFSAK Yönetim Kurulunda birlikteyiz. Başkan Yardımcılığımızı yapıyor. Eğitim çalışmalarımızın sorumluluğu onda. İFSAK tarafından 1984 yılında yapılmasına karar verilen İstanbul Fotoğraf Günlerinin misyon ve vizyonunu belirleyen ekibin parçası. 1985/86 de yaşam bulan 1. Ve 2. İstanbul Fotoğraf Günleri Tertip Komitelerinin aktif üyesi.
Fotoğraf : Mustafa Vural
Ulusal ve Uluslararası yarışmalarda çok ödüllü fotoğraflarından biri.
Kendisi önemsemese de çok iyi fotoğrafları da vardı. Arşivi bir şekilde mutlaka değerlendirilmeli. Ülkemiz fotoğraf birikiminin derlenmesi konusuna hiç girmek istemiyorum. Bu konuda yeterince söz söylediğimi ve yeterinde iş yaptığımı düşünüyorum. Ama ısrarla tekrarlıyorum. Kaybettiğimiz fotoğrafçıların fotoğrafları bu coğrafyanın kültürel ve görsel birikimi ve yok olmalarının önüne mutlaka geçilmeli.
Mustafa Vural; Mehmet Kısmet, İlyas Göçmen, Oral Gönenç’le birlikte 1984 yılında AFIAP unvanı alır. Daha önceki yıllarda bu unvana sahip olanlarla birlikte, unvan sahibi olan ilk 10 kişiden biridir. Bugün FIAP’ın bu unvanlarından birine sahip 500 ün üzerinde fotoğrafçımız vardır. Fotoğrafçılar, fotoğrafçılıklarının başlangıç yıllarında unvanı almak için yoğun emek harcarlar ama, bu unvanlarını zaman içinde kullanmaz hale gelirler. Bunun birbirinden farklı çok sebebi olabilir. Mustafa Vural’da bu unvanını hiçbir zaman kullanmadı. Kullanmayanlar arasında kimler yok ki. Hemen aklıma geliverenler Cengiz Karlıova, Çerkes Karadağ, Gültekin Çizgen, Halim Kulaksız, İsa Çelik, Mehmet Bayhan, Özer Kanburoğlu, Timurtaş Onan, Şakir Eczacıbaşı, Yusuf Tuvi gibi fotoğrafçılığımızın önemli isimleri.
Mustafa Vural Kronik şeker hastalığı nedeniyle hep kontrollü yaşadı, sağlıklı yaşam ritüellerini hiç ihmal etmedi. Son gününde Aramis’le yürüyüş randevusu da bunun göstergesi.
Yazımın görsellerini derlememde bana yardımcı olan Mustafa ile ortak arkadaşlarımız Aramis Kalay ve Celal Yılmaz’a teşekkür ediyorum.
Güle güle sevgili dost. Anılarımızda hep yaşayacaksın. Işıklar da uyu.
Comentários